1940’larda psikoterapinin modern dansla buluşması sonucu gelişen ve günümüzde hala etkin bir yöntem olarak kullanılan dans ve hareket terapisi; müziğin ritm ve akışında duyguların bedensel olarak ifade edilmesidir.
Dans ve hareket terapisinde amaç beden ve ruh bütünlüğünü sağlayarak, kişinin hareket repertuarının geliştirilmesi, bedensel farkındalığının artırılması; duyguların, içte olanın harekete dönüşerek dışa vurumudur.
“Eğer söyleyebiliyor olsaydım, dans etmeme gerek kalmazdı.” Anna Pavlova.
📷: Cornell Capa – The Bolshoi Ballet School. Russia, 1958.