Fransız heykeltıraş Camille Claudel, 1864 yılında Kuzey Fransa’da, ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Camille annesi ve kardeşleriyle birlikte, 1881’de beşinci kez taşınarak, Paris’in Montparnasse bölgesine yerleşti.
Çocukluğundan beri taş ve çamur gibi malzemelere ilgisi olan Camille, 1882 yılında, o dönemde Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde kadınların eğitim görmesi mümkün olmadığı için, çoğu İngiliz bir grup genç kadınla bir atölye kiraladı.
Bu atölyelerde ünlü sanatçılar genç kadınlara sanat eğitimi veriyordu. Camille, 1883 yılında bu gruba heykel eğitimi veren Auguste Rodin’le tanıştı. 1884’te Rodin’in atölyesinde çalışmaya başladı ve onun ilham kaynağı, modeli, arkadaşı ve bir süre sonra sevgilisi oldu.
42 yaşındaki heykeltıraş Auguste Rodin’le Camille Claudel’in ilişkisi başladığında Claudel 19 yaşındaydı. Ayrıca Camille ile tanıştığında Rodin’in 20 yıldır süren bir ilişkisi vardı. Claudel, Rodin’e karşı büyük bir hayranlık ve aşk besliyordu. Rodin’in de ona aşıktı fakat ortada Rose vardı.
Bir taraftan ilişkileri devam ederken bir taraftan da Camille, Rodin’in asistanlığını yapmaya devam etti. Sanat camiasında Rodin’in eserlerindeki Camille esintileri göze batıyordu. Rodin’in eserleri Camille öncesi ve Camille sonrası olarak adlandırılmaya başlarken ikilinin arasında da bir rekabet başladı.
Aralarındaki ilişki yıllar geçtikçe daha sorunlu hale geldi. Camille, Rodin’i defalarca terk etti ancak tekrar barıştılar. 1889 yılına kadar böyle devam etti. 1889’da tamamen ayrıldılar. Camille, sanat hayatının en iyi eserlerini bu ayrılıktan sonra yaptı ancak sanat çevreleri tarafından kabul görmedi.
1903 yılının başlarında işlerini sergileyen Claudel’in eserlerinin gelişimi Rodin’e bağlansa da, sanat yeteneğinin eşsizliğini hatta onun bir dahi olduğunu söyleyen sanat tarihçileri çoğunluktadır. İlk işlerinde Rodin’in etkisi görülür ancak özellikle ünlü heykeli Bronze Waltz (1893) bunun dışında değerlendirilir.
1905 yılında Claudel’de akıl hastalığı başladı. Paranoya belirtileri göstermeye başlayan Claudel Rodin’i, fikirlerini çalmakla ve kendisini öldürmeyi planlamakla suçladı. Heykellerinin birçoğunu kırdı. Yaklaşık 90 adet heykelini, eskizlerini ve çizimlerini yok etti.
Ailesi Rodin’le olan ilişkisi yüzünden kendisiyle görüşmeyen Claudel, kendisiyle ilgilenen erkek kardeşinin Çin’e gitmesi üzerine iyice yalnızlaştı ve atölyesine kapandı. Kendisini maddi ve manevi olarak destekleyen babası 2 mart 1913’te öldü, Camille’in bundan haberi olmadı.
10 Mart’ta kardeşinin girişimiyle bir akıl hastanesine yatırıldı. Doktorları aileye Camille ile ilgili sürekli bilgi verse de annesi ilgilenmeyi kabul etmedi. Kardeşi ise birkaç yılda bir ziyaretine gidiyordu. Camille Claudel, 30 yıl akıl hastanesinde kaldıktan sonra 19 Ekim 1943’te öldü ve Monfavet mezarlığına gömüldü.
“Bir avuç toprağı yoğurmayı bile bilmeyenler.
Duygusuz yavan insanlar.
Bu benim ruhum en kutsal varlığım…
Bunlar çalışma saatleri. Ruhumun yandığı saatler.
Siz yiyip içerken, dalga geçerken, oburca tıkınırken, ben heykelimle yalnızdım..
Ve yavaş yavaş akan benim hayatımdı..
Bu toprağın derinliklerine kanımı akıtıyordum…“
Camille Claudel