İçe atılmış yaşantılar dışa vurulamazsa ruh sağlığı risk altına girer. Sanatın bu riske karşı koruyucu bir işlevi vardır.
“Neden, ne için ille de yazmak istiyorum? Okurlar için değilse, kendi kendime her şeyi kağıda dökmeden düşünmem, aklımdan geçirmem yetmez mi? Orası öyle efendim; ama anlatacaklarım kağıtta daha bir görkemli duruyor. Böylece daha değişik, etkileyici olacaklar. Kendimi daha iyi yargılayacağım, bir de deyiş güzelliği eklenecek buna. Ayrıca: Yazarak belki gerçekten hafifleyeceğim. Bakın, örneğin çok eski bir anım bu aralar çok sıkıyor canımı. Birkaç gün önce pek canlı olarak hatırladım onu, o günden beri de unutulamayan hüzünlü bir müzik parçası gibi aklımdan çıkmıyor. Bu arada ondan da kurtulmam gerekiyordu. Yüzlerce böyle hatıram vardır; ama kimi zaman yüzlercesinden biri öne çıkar, boğacak gibi olur beni. Nedense onu yazıya dökersem yakamı bırakacağını düşünürüm. Neden denemeyeyim ki?”
🎨: Les Alyscamps – Vincent van Gogh (1888)
