Pandemi, sokağa çıkma yasakları, kış derken iyice evlere kapandık ve çocukları oyalamak da biraz daha zor olmaya başladı. Daha önce dışarda pek çok etkinlik yaptırdığımız çocuklarımızla bu sefer de evde bolca etkinlik yapmaya başladık. Onların gelişimi için yaptığınız etkinlikler, birlikte oynadığınız oyunlar elbette çok önemli. Peki hiçbir şey yapmadığınız hatta biraz can sıkıntısına izin verdiğiniz zamanların da en az çocuğunuzla etkinlik yapmak kadar kıymetli olduğunu biliyor musunuz?
Sürekli gelişen teknoloji ve sosyal medyada gördüklerimizle içinde yaşadığımız dönem ne yetişkinlerin ne de çocukların boşlukta kalmasına izin vermiyor. Sürekli aktif olmalı, bir kitap okumalı, bir film izlemeli ya da çocuğumuzla etkinilik yapmalıyız. Hiçbir şey yoksa cep telefonlarımız, tabletlerimiz var. Hiçbir şekilde boşlukta kalamıyoruz. Kendimiz yetişkin halimizle tahammül edemediğimiz için çocukları da o boşlukta hiç bırakamıyoruz. Biraz canları sıkılınca hemen kendimizi yetersiz hissediyor ya da biraz kendi başlarına oynadıklarında hemen ihmal etmiş gibi bir duyguya kapılıp çocuğun oyununa dahil oluyoruz bir süre sonra da müdahale ediyoruz. Oysa bir ilişkinin içinde iki tarafın da kendine ait zamanları vardır ve yan yana farklı şeyler yapmak da birlikte yaptıklarımız kadar keyiflidir. Peki konu çocuğumuzla kurduğumuz ilişkiye geldiğinde ona alan açmak neden bu kadar zorlaşıyor?
Çocuğunuzla birlikte onun oyun kurmasına izin vererek, ona eşlik ederek oynamak önemli ama biraz boşlukta kalmasına, canının sıkılmasına izin verdiğinizde bu duyguyla baş etmek için kendi kendine bir şeyler üretmesine, yaratıcılığının gelişmesine ve boşluğa, can sıkıntısına tahammül etmeyi öğrenmesine izin vermiş olursunuz.