Antoine de Saint-Exupéry (1904-1944)

1904 yılında Fransa’nın Lyon şehrinde doğan Exupéry, beş kardeşin üçüncüsüydü. Aristokrat bir aileden olan Exupéry, dört yaşındayken babasını kaybetti ve aile hızla yoksullaştı. Anneleri kültürlü bir kadındı ve ilk öğretmenleriydi. Exupéry okulda başarılı değildi ve sürekli ceza alıyordu.  Evlerinin yanındaki havaalanına gizlice girer uçakları yakından seyrederdi. 12 yaşındayken bir pilot onu uçağına aldı ve uçurdu. 

Kardeşi François’in ölümü onu ve ailesini çok sarstı. Liseyi bitirdikten sonra pilot olmayı çok istediği halde annesini kırmamak için denizcilik okuluna kaydoldu. 19 yaşında Ecole des Beaux-Arts’ta mimarlık fakültesine girdi. 21 yaşında orduya çağrıldı. Eğitimini yarıda bırakıp askere gitti. Askerlik görevini Fransız Hava Kuvvetlerinde teknisyen olarak yaptı. Strasbourg şehrinde pilotluk eğitimi aldı. Askerliğin ardından ailesinin isteği üzerine Pariste bir ofiste kamyon satıcısı olarak çalışmaya başladı. Ticaret yaşantısında başarısız oldu. Bu arada yazı yazmaya da başlamıştı.

1922’de akrabalarının düzenlediği bir yemekte Louise de Vilmorin ile tanışıp nişanlandı, ancak bir süre sonra ayrıldı. 1926 yılında Toulouse-Dakar arasında posta servisi yapan bir uçakta görev alarak tekrar uçmaya başladı. İlk kitabı olan Güney Postası’nı yazdı. Kitabında Fransa ve Kuzey Afrika arasında gerçekleştirdiği posta uçuşunu, ticari havacılığın başlangıç hikayelerini anlattı. Nişanlısı Louise de Vilmorin’de, Güney Postası’nda Geneviéve olarak hayat buldu. 

1929 yılında aynı şirketin Arjantin bölge sorumluluğuna getirildi. Güney Amerika’da hava postacılığını geliştirdi.  Görev yaptığı Allience Française grubuyla birlikte konferans düzenlemek için gittiği Buenos Aires’de, Consuelo Suncín de Gómez Carrillo ile tanıştı. Şiirler, öyküler yazan, resim, heykel  yaparak sanatın tüm dallarıyla ilgilenen bu çekici kadından hemen etkilendi ve 1931 yılında evlendi.

1931’de gece uçuşları sırasında yaşadığı korkuları, bir pilotun heyecan patlamalarını, maceralarını anlattığı ikinci kitabı Gece Uçuşu’nu (Vol de Nuit) yayımladı. Kitabının önsözünü, Andre Gide yazdı ve kitap Femina Ödülü’nü kazandı. Aynı adla 1933 yılında sinemaya aktarıldı.

1931’de çalıştığı şirket batınca yeniden Casablanca-Dakar arasında çalışmaya başladı. 1934’te ciddi bir kaza atlatır, tekrar pilotluk kariyerine ara verdi. Air France’ın reklam departmanında görevlendirildi. Yeniden pilot koltuğuna oturduğu 1935’te; Paris-Saygon arasındaki uçuş rekorunu kırmak istedi fakat yardımcısı ile birlikte çöle düştüler, üç gün boyunca sürdürdükleri mücadeleden, bir bedevinin onları bulmasıyla kurtuldular. 

İspanya İç Savaşı boyunca Fransız gazetesi adına muhabir olarak görev yapan Exupéry, havacılık alanında birçok buluşa imza attı. Gece uçuşlarını düzenleyen cihazların geliştirilmesinde katkı sağladı.

II. Dünya Savaşı başladığında Fransa, Almanya’nın işgaline uğradı. Düzensiz beslenme ve aşırı alkol tüketimi nedeniyle bozulan sağlık durumu savaş şartlarına uygun olmayan Antoine de Saint-Exupery, doktorların uyarısına rağmen Hava Kuvvetleri mensubu olarak orduya alındı ve askeri keşif pilotu olarak görev yaptı. 

1938’de ülkesini terk ederek New York’a yerleşti, ardından karısı da yanına geldi. 1939’da Sahra ve And Dağları’nda yaşadığı ve posta pilotluğu yaparken başından geçen maceralara yer verdiği “İnsanların Dünyası” (Terre des Hommes) kitabını yazdı. Kitap, National Book Award ödülünü aldı. 

1942’de cesur pilotların keşif uçuşları sırasında başından geçenleri anlattığı Savaş Pilotu (Pilote de Guerre) adlı kitabını yayımladı. ABD ordusuna katılarak yüzbaşı rütbesi aldı ve 42 yaşında göreve atanan pilotlar arasında yer aldı. 

1943 yılında kendi hayatından izler taşıyan, dünyanın en çok okunan kitaplarından, kutsal kitaplar ve Das Kapital’den sonra en çok dile çevrilmiş kitabı Küçük Prens’i kaleme aldı. tüm çizimleri kendine ait olan kitabı ilk yazdığında 1000 sayfa civarındaydı. Daha sonra kısaltarak şimdiki okuduğumuz haline getirdi. 

“Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır.”

Antoine de Saint-Exupéry

Küçük Prens’i yayımladıktan bir yıl sonra, 31 Temmuz 1944’te yine bir keşif görevi için Amerikan Hava Sahası’ndan ayrıldı. Bir daha kendisinden haber alınamadı. Bazı kaynaklarda uçağının bir Alman uçağı tarafından vurulduğu bazı kaynaklarda ise teknik bir arıza nedeniyle düştüğü söylenir. Ancak uçağı ve cesedi bulunamaz. 1998’de bilekliği, 2000 yılında ise uçağının enkazı balıkçılar tarafından bulunmuştur, cesedine ulaşılamamıştır.