Vincent Van Gogh (1853-1890)

30 Mart 1853’te Hollanda’nın güneyindeki Zundert kasabasında doğan Vincent Van Gogh, bölge papazının yaşayan ilk ama Vincent isimli ikinci çocuğudur. Ciddi, ağırbaşlı ve sessiz bir çocuk olan Van Gogh; gençliğinde öğretmenlik, sanat eserleri alım-satımı gibi işler yapar. 

Çok sevdiği kardeşi Theo’nun ısrarlarıyla resim yapmaya başlayan Vincent Van Gogh; 1880’de Brüksel’de resim eğitimine başlar. Hayatının son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya ɾesim ve 1100 kaɾa kalem çalışma yapar. En meşhur eserlerini ise, yaşamının son iki yılında yapmıştır. 

Van Gogh ve kardeşi Theo’nun 1987’den itibaren birbirlerine yazdıkları mektuplar sayesinde Van Gogh ve eserleri ile ilgili bilgilere sahibiz. Van Gogh’un, Theo’ya yazdığı mektup sayısı 600’den fazla iken; Theo’nun, Van Gogh’a yazdığı sadece 40 mektup bulunabilmiştiɾ.

Vincent, Theo’ya yakın olmak için Paris’e yakın Auvers-sur-Oise’te bir klinikte tedavi görmeye başlar. . Buradaki 70 gününde, 70 resim yapar. Ailesine, burada çok mutlu olduğunu yazdığı mektuptan kısa bir süre sonra intihar ederek yaşamına son verir. Kardeşi Theo’nun eşi Johanna’nın uğraşları sayesinde bugün dünyanın en değerli sanatçıları arasında yer almaktadır.

Ölüm sebebi bazı kaynaklarda cinayet olarak geçse de çoğu kaynakta intihar ettiği yönündedir. 

Van Gogh, 27 yaşında resme başladığında eserleri oldukça kasvetli ve kırsal yaşamı anlatan resimlerdir.  “Patates Yiyenler” tablosu sanatçının eserleri arasında en gerçekçi eser olarak öne çıkmaktadır.  

1882’de Lahey’de yaşadığı dönemde amcası ona şehrin 12 manzarasının resmedilmesi işini ayarlar. Bu iş sayesinde Vincent perspektif tekniğini geliştirir. 

Paris’te empresyonist ressamları keşfeden Van Gogh, daha canlı renkler kullanmaya başlar. Fransa’nın güneyindeki Arles’a taşınır. Arles’a davet ettiği ressam arkadaşı Gaugin’in odasını süslemek için beş farklı “Ay Çiçekleri”tablosu resmeder. Bunlar arasındaki farklılıkları da mektuplarında kardeşine yazar, bu sayede resimler arasındaki bağlantılar da çözülmüştür. 

En bilinen eseri “Yıldızlı Gece” tablosunu Güney Fransa’da tedavi gördüğünde yapmıştır.  Kendine özgü tüm teknikleri kullandığı ve ölümünden bir yıl öncesinde yaptığı bu eser, o yıllardan sonraki empresyonist ressamlar için büyük bir ilham kaynağı olmuştur. 

Ressam arkadaşı Gaugin ile yaşadığı gerginlikten sonra kendi kulağını keser. Bu olaydan iki hafta sonra sargılı kulaklı otoportresini yapar. 

Paris’te yaşadığı yıllarda moda olan Japon sanatına büyük ilgi duyan Van Gogh,  Japon baskı ve gravür koleksiyonu yapmıştır. Eserlerinde de bunların etkisi görülmektedir. 

‘’Dayanamıyorum artık Theo, yaşamın ağırlığına daha fazla dayanamıyorum. Unutmaya çalışıyorum, daha çok resim yaparak unutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Kulağımdaki çığlıklara karşı koyamıyorum. Kendime zarar vermekten çok korkuyorum…’’